Açıklama
Tefekkür, insana verilen akıl yeteneğinin bir sonucudur ve onu diğer canlılardan ayıran en önemli alâmetlerden birisidir. Bir canlı düşünüyorsa o muhakkak insandır. Bu yüzden düşünce tarihi ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem ile başlar. Onun yaratılışı ve kendisine eşyânın isimlerinin öğretilmesi ile beraber ilâhî ilim ilk insandan itibaren insanlığa yön vermeye başlamıştır.
Akıl ve bilgi bir araya gelince tefekkürün iki ana unsuru oluşmaktadır. Tefekkür ve sonucunda yeni fikirlerin üretimi sadece bir kavme mahsus değildir, bütün kavimler arasında müşterektir. Ama düşünceyi bir sistem haline getirmek kavimden kavime değişiklik arz etmektedir.
İslam düşüncesi, Hz. Peygamber’e (sav) ilk vahyin gelmesi ile başlamaktadır. İslam’da her şeyin özellikle de dînî tefekkürün temel kaynağı Kur’an’dır. O olmadan İslam tefekküründen bahsedilemez. Kur’an’da tefekküre delâlet eden, tezekküre, tedebbüre, tefakkuha, ibret almaya vs. bizzat çağıran ve emreden pek çok âyet vardır.
Kur’an, tefekkürde kendisinin merkez edinilmesini istemektedir. Bu yapılmadığı takdirde hatalı, yanlış başka yollara sapılacağı beyan buyrulmaktadır. Kur’an tefekküründe cehâlete, zanna, düşüncesizliğe, ataların akla, mantığa uymayan boş inanç ve düşüncelerine, hurâfelere ve kör taklîde yer yoktur.9786258731057 Abdullah NAMLI abdullah namlı Kuranın Tefekküre Verdiği Değer Adem ÇATAK




